MUHARREM AYININ ÖNEMİ
Halil İbrahim ATAMAN
Diyanet İşleri başkanlığının Muharrem ayı ile ilgili hutbesi her şeyi anlattığı için paylaşmak istedim.
YÜREKLERİMİZİ SAHRÂ-I KERBELÂ’YA DÖNÜŞTÜRMEYELİM
Hicri 1438 yılının Muharrem ayını idrak ediyoruz. Muharrem ayı, Efendimiz (s.a.s)’in “hürmete şayan bir ay”1 olarak nitelediği, sayısız lütuf ve hikmetlerle dolu kutlu bir aydır. Muharrem ayı, aynı zamanda yüreklerimizde derin yaralar açan elîm Kerbelâ hâdisesine tanıklık eden aydır.
Hz. Hüseyin Efendimiz ve çoğu ehl-i beyt-i Mustafa’dan olan 70 kişi, Kerbelâ’da hunharca katledilerek şehadet şerbetini içmiştir. Hz. Hüseyin ki; Peygamberimizin, “Benim dünyadaki çiçeğim, reyhanım”2 diyerek, “cennet gençlerinin efendisi”3 olarak bizlere takdim ettiği iki güzide torunundan biridir. Hz. Aliyyü’l-Murtaza’nın, Hz. Fatımatu’z-Zehra’nın yavrusu, ciğerparesidir. Bu vesileyle şehadetinin 1336. yılında seyyid-i şüheda Hz. Hüseyin Efendimiz başta olmak üzere Kerbelâ şehitlerini ve bugüne kadar hak, hakikat, adalet, ahlâk ve fazilet için; din, iman, vatan ve millet için can veren bütün şühedayı rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Allah, bütün şehitlerimize gani gani rahmet eylesin!
Kerbelâ, İslam ümmetinin, bütün müminlerin asırlardır dinmeyen ortak hüznü ve kederidir. Dünyanın neresinde bulunursa bulunsun; mezhebi, meşrebi ne olursa olsun, kalbinde iman taşıyan, Resûl-i Ekrem’e, ashabına ve ehl-i beyt-i Mustafa’ya muhabbet besleyen her müminin ortak acısı ve elemidir.
Bugün bize düşen, Kerbelâ’yı doğru okumak, doğru anlamaktır. Onu tarihte yaşanmış bir kıssaya, sıradan bir hâdiseye dönüştürmemektir. Bu müessif olaydan ders ve ibret çıkarmaktır.
Kerbelâ’yı anlamak, her şeyden önce Hz. Hüseyin ve arkadaşlarının, uğruna canlarını verdikleri yolun, Kur’an’ın yolu, Muhammed Mustafa (s.a.s)’in yolu olduğunu bilmektir. Onların, uğruna canlarını feda ettikleri yüce değerleri anlayıp yaşamaktır. Tıpkı onlar gibi hak ve hakikate, ahlak ve erdeme, izzet ve onura sevdalı olmaktır.
Bugün Kerbelâ, hepimize taze bir bilinç aşılamalıdır. Kerbelâ, aramızda ayrılık-gayrılığa değil, birlik ve beraberliğe vesile olmalıdır. Rabbimizin, “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize bir korku düşer de heybet ve kuvvetiniz elden gider.”4 mesajı gereği Kerbelâ, bizi birbirimize sımsıkı kenetlemelidir.
Bugün bizlere düşen, tarihin sayfalarında yolumuzu kaybetmek değil, tarihten ibret alarak istikametimizi belirlemektir. Bugün Kerbelâ’nın bizlere yüklediği görev ve sorumluluk, gönül kapılarımızı ardına kadar birbirimize açmaktır. Yüreklerimizi sahrâ-ı Kerbelâ’ya dönüştürmemektir. Peygamberimiz (s.a.s)’in “Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun!”5 çağrısına samimiyetle kulak verip aramızdaki kardeşlik ahdini yenilemektir.
Bugün de üzülerek şahit oluyoruz ki İslam coğrafyasında hala Kerbelâlar yaşanıyor. Hala kardeş kanı akıtan, kardeşlerine Kerbelâ zulmü yaşatan zalimler var. Bugün, insanlığın gözü önünde, insanlığın en büyük medeniyet merkezlerinden biri olan Halep acımasızca bombalanıyor. Halep’te ve pek çok İslam beldesinde her gün onlarca masum insan, tıpkı Kerbelâ’da olduğu gibi hunharca katlediliyor. Enkaz altından çıkarılan çocukların, kadınların, masumların bedenleri, aslında insanlığın enkaz altında kaldığını bizlere gösteriyor. Zira insanlık, bütün bu vahşeti, dehşeti, katliamları sessizce izlemeye devam ediyor.
Bu elîm hâdiseler karşısında daha fazla basirete, daha derin ferasete ihtiyacımız var. Ortak değerlerimizi yüceltip, hilkatte eş, dinde kardeş; sevinçte, kederde bir olduğumuzu bir kez daha ilan etmeye ihtiyacımız var.
Hutbemizi Hz. Hüseyin Efendimizin şu duası ile bitirmek istiyorum: Allah’ım! Sana hamdlerin en güzelini arz ediyorum. Allah’ım! Atamızı peygamber kıldığın için sana şükrediyorum. Allah’ım! Bize Kur’ân’ı gönderdiğin ve onun derinliğini öğrettiğin için sana hamd ediyorum. Allah’ım! Bize hakkı gören göz, hakkı duyan kulak ve hakkı düşünen kalp verdiğin için sana şükrediyorum. Allah’ım! Bizi sana şükreden kullarından eyle! Bizi zalimlerden berî, müminlere velî eyle!
Bu güzel dua ve bilgilerden sonra Rahmetli babam Posof lu Aşık Sabit Müdami ATAMAN ın Muharrem le ilgili şiirini paylaşıyorum.
MUHARREM
Bu gün ruz-i matemdir hep umur-i dünyaya
On üç asırdan beri kaydolmuştur künyeye
Âlem- i İslam ağlar Penci Ali Aba ya
Zulmü reva gördüler hafid-i Mustafa ya
Nice kıydı o kâfir Hüseyin-i mücteba ya
Sabretti Eyüp gibi başa gelen belaya
Hüseyin-in çadırında kulak ver vaveylaya
Ahu figan sed fizah gitti arşı alaya
Bütün melekler ağlar ahval-i Kerbela ya
Çırıl çıplak aç susuz hasta Zeynel Aba ya
Âdem den beri böyle zulm olmamış dünya ya
Bu hal ilan olundu ervah-u enbiyaya
Kutbu ğavsi azama guruh-i evliyaya
Kurrrubiyan ağladı arş geldi zelzeleye
Sed be sed lanet olsun Yezid-i bi hayâ ya
Hem ana tabi olan zümre- yi eşkıyaya
Değişti dini mel un üç nefeslik dünyaya
Cihan oldu zulumat döndü şeb-i Yelda ya
Canlı cinli kan ağlar ahval-i Kerbela ya
Çırıl çıplak aç susuz hasta Zeynel Aba ya
Susuz Şehit ölene Fırat ağlar Nil ağlar
Bir içim suya sebep şuhur hafta yıl ağlar
Bu gün matemde cümle arşıdaki kandil ağlar
Mar-ı mur u şir pelenk hem gergedan fil ağlar
Ziruh-i cümle mahlûkat yuvada bülbül ağlar
Sökülünce haymeler çarşaf perde tül ağlar
Kıyam eden nişane berru yaban çöl ağlar
Yaradılmış ne ki var vahşi ifrit kul ağlar
Cemadat bile ağlar ahval-i Kerbela ya
Çırıl çıplak aç susuz hasta Zeynel Aba ya
Dini kaypak olanlar Amr’a Şİmr’e uydular
Köpek gibi leş yeyip cife ile doydular
O masum şehitlerin libasını soydular
Allah dan korkmadılar üryan püryan koydular.
Şam’a adam gönderip her taraf tan duydular
Muzaffer olmuş gibi kalkıp andan tüydüler
Fırat’ın suyu ile kılıçların yuydular
Kufeliler söz verip ikrarından caydılar
Cemadat bile ağlar ahval-i Kerbela ya
Çırıl çıplak aç susuz hasta Zeynel Aba ya
Hele bak Süfyaniler hanedan a nettiler
Üç nefes dünya için dinlerini sattılar
Kimine ağu verip kimin şehid ettiler
Mal bulmuş mağribi tek muradına yettiler
Göre göre özlerin Cehennem e attılar
Biat edelim diye söz verip aldattılar
Sonra İslam alemini birbirine kattılar
Yevm-i mahşere kadar Müdami ağlattılar
Cemadat bile ağlar ahval-i Kerbela ya
Çırıl çıplak aç susuz hasta Zeynel Aba ya